SİVİL SAVUNMA VE DEPREM HAFTASI
Savaşların ve afetlerin olmadığı, insanların ölmediği bir dünyada sağlıklı ve mutlu yaşamak tüm insanlığın beklentisi olmalıdır. Ama ne yazık ki savaşlar ve afetler kaçınılmazdır. İnsanlar ve toplumlar arasındaki çatışmaların, ilk insanla birlikte başladığı ve en ilkel koşullardan günümüzün en modern imkanlarına kadar her türlü vasıtayı kullanarak geliştiği ve asla son bulmadığı bilinmektedir. Günümüz silahları güç yönünden çok büyük bir gelişme göstererek cephe savaşları dönemini geride bırakmıştır. Savaşlar artık tüm ülke düzeyinde uçaklar ve füzelerle kent ve kasabalara saldırılarak yapılmaktadır. Kitlesel ölümlere yol açan Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer silahlar da sivil halkın üzerinde büyük tehdit unsuru oluşturmaktadır. İşte, savaşların cephelerden çok cephe gerilerini, askerden çok halkı tehdit eder hale gelmesi sivil halkın korunması ve kurtarılması ihtiyacını doğurmuş ve 28 Şubat 1959 tarihinde 7126 Sayılı Sivil Savunma Kanunu çıkarılmıştır. Daha sonra 28 Şubat SİVİL SAVUNMA GÜNÜ olarak ilan edilmiştir. Savaşta, doğal afetlerde ve büyük yangınlarda halkın can ve mal kaybını en aza indirme amacını güden ve topyekün savunmanın en önemli unsurlarından biri olan Sivil Savunma Teşkilatı ve hizmetlerini düzenleyen 7126 sayılı Sivil Savunma Kanununda
Sivil Savunma;
a) Savaşlarda halkın can ve mal güvenliğinin sağlanması
b) Doğal afetlerde can ve mal kurtarma,
c) Büyük yangınlarda can ve mal kaybını azaltma,
d)Yok olmaları ve çalışamaz hale gelmeleri durumunda yaşamı büyük ölçüde etkileyecek olan resmi ve özel müessese ve tesislerin korunması, onarılması ve yenilenmesi,
e) Savaş zamanında her türlü savunma gayretlerinin sivil halk tarafından desteklenmesi,
f) Cephe gerisi moralin kuvvetlendirilmesi, Amacıyla alınacak her türlü silahsız, koruyucu ve kurtarıcı tedbir ve faaliyetler bütünü olarak tanımlamıştır.
Başlangıçta savaş konseptine göre yapılanan Sivil Savunma teşkilatının, yaşanan doğal afetler ve teknolojik kazaların büyük çaplı can ve mal kayıplarına neden olması sonucu, her türlü afete müdahale edecek tarzda dinamik bir yapıya kavuşturulması amacıyla yeni bir yapılanmaya gidilmiştir.
Yukarıda belirlenen tedbir ve faaliyetlerin yurt düzeyinde gerçekleştirilmesi sorumluluğu, 17.06.2009 tarihli 5902 Sayılı Afet Acil Durum Yönetimi Yasası ile Başbakana bağlı olarak kururlan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na verilmiştir. (AFAD) Afet acil durum ve Sivil savunma hizmetlerini yurt düzeyinde teşkilatlandırmak, kamu kurum ve kuruluşları ile özel kuruluşlarda bu hizmetlerin planlanmasını, uygulanmasını, koordinasyonunu sağlamak ve denetimini yapmakla görevlidir. Ulusal varlığın sürdürülmesi için topyekün bir savaşın tüm koşullarının barıştan itibaren hazırlanması ulusal bir zorunluluktur. Olağanüstü bir durumda hükümet her türlü korunma tedbirini alacaktır. Ancak; hükümetin alacağı tedbirlerin yanında halkımıza da kendini, ailesini ve çevresini koruması bakımından önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Her ailenin ve ferdin kendi hayatını korumak için tertibat ve malzemeyi kendi imkanları ile sağlaması ve bir felaket halinde nasıl hareket edeceğini bilmesi, canını ve malını koruması için aşağıdaki bilgi ve becerileri kazanması zorunludur.
1. İKAZ VE ALARM İŞARETLERİNİ ÖĞRENİNİZ
2. SIĞINAK VE SIĞINMA YERİ HAZIRLAYINIZ
3.GİZLEME VE KARARTMAYA HAZIRLIKLI OLUNUZ
4.YANGINLARA KARŞI HAZIRLIKLI OLUNUZ
5. İLKYARDIM KURALLARINI ÖĞRENİNİZ
6.YİYECEK VE İÇECEKLERİNİZİ UYGUN ŞARTLARDA SAKLAYINIZ
7. BİNA KORUNMA PERSONELİNİ SEÇİNİZ
8.KLASİK VE NÜKLEER SİLAHLARA KARŞI KORUNMAYI ÖĞRENİNİZ
9.KİMYASAL VE BİYOLOJİK SİLAH MADDELERİNE KARŞI KORUNMAYI ÖĞRENİNİZ
10. AFETLERE KARŞI KORUNMA ÖNLEMLERİNİ ÖĞRENİNİZ
11.FERT VE AİLECE KORUNUNUZ.
Nursel ACAR
Sivil Savunma Uzmanı
27 Şubat 2015